O an göz göze geldiğimizde aklıma tek bir şey geldi; kafamda hiçbir karışıklık yoktu, sadece o anın içinde kaybolmuştum. Arabayı sürerken yaşadığım korku hâlâ taze olmasına rağmen, üzerimdeki ağırlığı atmaya çalışıyordum. O anın içinde olmak, o çılgınlığın tam kalbinde nefes almak gibiydi. Jade ile Alli’nin yanımda olması her şeyi daha da kızıştırıyordu; onların teniyle dolup taşan o enerji beni delice sarıyordu.
Bana doğru yaklaştıklarında içimde kıpırdanan şey büyüyordu. “Seni seviyorum,” diyorlardı adeta bakışlarıyla, elleriyle ve dudaklarıyla. O masum olmayan dokunuşlar bir anda yırtıcıya dönüşüyordu. Büyük göğüslerini sarkıtıp, üstüme bastırdılar; dudaklarımla buluşan sıcak derileri beni delirtiyordu. O sıktıkları amcıkları emmekten kendimi alamadım, her hareketlerinde arkama saplanan yaraklar gibi hissettim kendimi.
Kameranın önündeydik ama hiç umursamıyorduk, gözlerimin içine bakarken Alli’nin o fırlayan sakso hareketlerine dayanamaz oldum. İnatla yutuyordu kemikli yaraklarını, ben de onu ısırarak inletiyordum. Jade ise ayakta durabildiği kadar duruyor, bacaklarını açıp bizi davet ediyordu içine. Korkusuzca dayadı oramıza girdiğinde vücuduma yayılan titreme sinirlerimi yakıyordu. Her defasında daha sert kökleyerek amcığını fark ettiriyordu oramda.
“Yap bakalım!” diye bağırdım içimden; çekişleri hızlandı, ritmimiz bozulmadı hiç. Üçlü keşif hepimizi çıldırtmıştı; paralar uçuşuyor, aşk paylaşılıyor ve biz tamamen yozlaşmıştık bu pis oyunun içinde… Amcığınızı paylaşırken hissettiğiniz o keskin zevk ve ağır nefes alışlar birleşmişti.
Sonunda zirveye doğru yol alırken ikisi de üstüme kapanmıştı; büyük göğüsleri göğsümü sıkıyor, yaraklarını deli gibi ittiriyorlardı amcığıma. Bir anda patlama yaşandı: sıcak boşalmaları vücuduma saçılıyor, ağızlarımız birbirine bulaşıyordu tutkulu öpmelerle… Kamera ne önemi vardı ki? Bu an bizimdi; yasakların en dibindeydik ve ben bu kirli kavgadan alnımın akıyla çıktım.
